16 Mayıs 2020 Cumartesi

(masal) İYİLİK ELÇİSİ - TİJDA ZİLAN PALANCI


                                                     İYİLİK ELÇİSİ

                                  


Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde… Develer tellal iken, pireler berber iken… Ben dedemin beşiğini sallarken…

Uzak mı uzak diyarların birinde tüm işlerinde kaplumbağaları kullanan bir ülke varmış. Ülkede yaşayan herkesin bir kaplumbağası varmış ama kimsenin birden fazla kaplumbağası olmazmış. Kaplumbağaya herhangi bir zarar geldiğinde veya yaralandığında ise onun yerinealmak için yeni doğan kaplumbağalardan birine bakarlar, sonrasında  onu yeni kaplumbağaları olarak alırlarmış. Kaplumbağaları bizim bildiğimiz kaplumbağalar gibi küçük ve yavaş değilmiş. Onlar kocaman ve hızlılarmış. Buna rağmen yaşlandıkları zaman kimse onlara merhamet göstermezmiş. Bu ülkede yaşayan Lino adındaki genç, yardımsever çocuk kaplumbağasına çok değer verirmiş.

Lino ailesiyle beraber hergün gün ağarmadan önce evin arka tarafındaki dev kırmızı marul tarlasında kaplumbağasının karnını doyururmuş kaplumbağası doyduğunda ise  işlerini yapmaya başlarmış. 

 Lino yaşadığı evden çok uzakta ülkenin en büyük ormanında çalışıyormuş. Ormana çalışma arkadaşlarıyla beraber düzenli bambu eker ve uzamış bambuları keserlermiş. Bu bambularla su hatları, köprüler ve ev eşyaları yapılırmış. Lino bambuları eker, toplar ve kaplumbağasına yükleyip bambu merkezine götürür satar kazandığı para ile ailesinin geçimini sağlamış.

Gel zaman git zaman Lino’nun kaplumbağası iyice yaşlanmış. Artık uzun mesafeleri gidince yoruluyor, ağır yükler taşıyamıyormuş. Lino, Baş Kontrolcü kaplumbağasının durumunu anlamasın diye işini arkadaşlarından daha az zamanda bitiriyormuş böylece kaplumbağasına bambu merkezine gitmek için daha çok zaman kalıyormuş.

Günlerden bir gün ormanda aşırı şiddetli bir yağmur yağmış. Herkes bir şekilde işini bitirip gitmeye çalışmış ama yağmurun yağması Lino’yu yavaşlatmış. Bambu merkezine herkesten sonra varmış. Baş kontrolcü ona “Neden bu kadar geç kaldın, kaplumbağan mı rahatsızlandı?” diye sormuş

                                                                                                 Lino bu soruyu duyunca paniğe kapılmış çünkü kaplumbağasından ayrılmak istemiyormuş o yüzden Baş kontrolcüye “Hayır, efendim. Bambuları sıkı bağlayamadığım için merkeze gelirken yolda düştüler, onları bağlamak için yeniden uğraştım.” demiş. 

Baş kontrolcü inanmamış gibi görünüyormuş "Bundan sonra gözüm üzerinde olacak Lino, seni daha sıkı takip edeceğim. " demiş.

Lino söylediği yalandan dolayı utanç duyarak ve kaplumbağasının elinden alınmasından korkarak evine doğru yol alıyormuş o kadar dalgınmış ki evine giden yolu karıştırmış. Kaybolduğunu sonradan fark eden Lino yere çöküp ağlamaya başlamış.

Az sonra yerdeki küçük tepeciklerden sesler duymuş. Her tepecikten birer köstebek çıkmış. Köstebeklerden en bilge görüneni Lino’ya “Evlat, nedir seni bu kadar üzen şey? Söylersen sana yardımcı olabiliriz.” demiş


                                                                                                      Lino başlamış derdini anlatmaya “Bizim ülkede kaplumbağalar her iş için kullanılır hayatımızın önemli parçalarıdır ne yazık ki yaşlandıklarında ve artık iş yapma işlevlerini kaybettiklerinde eskisi kadar önem görmezler. Benim kaplumbağam da yaşlandı ve yavaşladı ama ben ondan ayrılmak istemiyorum bu yüzden daha hızlı çalışıyorum ama bugün yağan yağmurdan dolayı o kadar hızlı çalışamadım Baş yönetici bana neden geciktiğimi sorduğunda ise ona yalan söyledim.” demiş ağlayarak. Bilge köstebek ”Üzülme biz sana yardımcı olacağız kaplumbağandan ayrılmamanı sağlayacağız.” demiş.

 Köstebeklerin planı Lino ve kaplumbağasına bir yeraltı tüneli kazmakmış. Tünelin bir ucu ormana diğer ucu bambu merkezine çıkacakmış. Tünelin her iki ucuna da birer nöbetçi bırakılacakmış.

Tünel bittiğinde Lino ve kaplumbağası tüneli denemişler. Tünel gerçekten de bütün kısa yolların birleşimi gibiymiş.                                             

                                                                                      Çok hızlı bir şekilde bambu merkezine varmışlar. Lino tünelden geri dönüp köstebeklere teşekkür etmek istemiş. Lino köstebeklere ” Bizim için yaptığınız şeyler için size çok minnettarım sayenizde kaplumbağamdan ayrılmayacağım. Benden ne isterseniz isteyin yapacağım.” demiş. Bilge köstebekse “ Senden çok büyük bir şey istemeyeceğiz. Sadece gelip kralımızı görmeni istiyoruz.” demiş.

 Bilge köstebek önde diğer köstebekler ve Lino arkasında bir sürü gizli geçitlerden geçmişler az gitmişler uz gitmişler, dere tepe düz gitmişler sonunda köstebeklerin yer altı ülkesine varmışlar. Bu ülkenin insan dünyasından bir farkı yokmuş. Kendi su kaynakları, kulübeleri, tarlaları, pazarları varmış. Lino bütün bu şeyleri görünce çok şaşırmış.

Bilge köstebek Lino’ya etrafı gezdirdikten sonra onu saraya götürmüş ve kralın odasına çıkarmış.                                  

Lino krala “Ben sizin de halkınız gibi köstebek olduğunuzu düşünmüştüm ama siz de bizim gibi insanmışsınız.” demiş. Kral “Evet, haklısın. Gel yanıma otur da sana tüm hikâyemi anlatayım.” demiş.

Lino gidip kralın yanına oturmuş. Kral başlamış hikâyesini anlatmaya “Ben yeryüzünde yaşarken insanlara çok kötülük yaptım, onların acı çekmesine sebep oldum. Sonra çok pişman olup buraya kaçtım burada köstebek halkıma insan dünyasını, nasıl düzenli yaşayacaklarını anlattım onların huzur içinde yaşamasına yardımcı oldum. Ama yıllar geçse de bir türlü üzerimden insanlara yaptıklarım yüzünden duyduğum pişmanlığı atamadım. Sonunda Bilge köstebeğe danıştım. O bana yeryüzünden bir elçi seçip onun aracılığıyla zor durumdaki insanlara yardım etmem önerisini sundu.” diyip Lino’nun yüzüne bakarak konuşmasına devam etmiş “Elçimizin kim olacağını ararken birçok kötü niyetli insanla karşılaştık.
                                                                                                        En sonunda seni bulduk seni uzun zamandır gözlemliyorduk ve ne kadar iyi niyetli bir insan olduğunu anlamıştık. Eğer kabul edersen senin yeryüzündeki iyilik elçimiz olmanı istiyoruz.” demiş kral. Lino gülümseyerek “ Bu dediğinizi seve seve yaparım efendim.” demiş.

 

O günden sonra Lino zor durumdaki insanları bulmuş onlara köstebekler kralıyla beraber yardım etmiş. Ve daha uzunca bir süre kaplumbağasıyla mutluca yaşamış diğer yaşlanmış kaplumbağalar için de tüneller hazırlamışlar.

Gökten üç elma elma düştü; biri bu masalı anlatana, biri dinleyene, diğeri de bütün iyi insanlara olsun…

 

 *SON*

Tijda Zilan Palancı 










Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Proje Tanıtım webinarindaki proje sunum videosu Proje tanıtım videosu https://youtu.be/a7iHbHuRb5A