Yonca ÇKL tarafından yazılan hikaye
Gökçenin Merakı
Gökçe, on beş yaşındaydı. Boş zamanlarında araştırma yapmaktan oldukça
keyif alırdı. Bu araştırmalar genellikle sanat hakkındaydı: Sanata büyük bir
merakı vardı. Yağlı boya tablolardan çok hoşlanırdı. Sanatçıların hayatlarını
araştırmak, yağlı boya tabloların içindeki gizli mesajlar hakkında uzmanların
görüşlerini dinlemek ona mutluluk veriyordu.
Bir gün Leonardo da Vinci’nin eserlerine denk geldi. Uzmanlar, tablodaki altın
oran hakkında konuşuyorlardı. Altın oran hakkında temel bilgileri biliyordu ama
detaylı bir şekilde hiç araştırma yapmamıştı. Altın oranı merak ettiği için hemen
araştırma yapmaya başladı fakat ilk nereden başlaması gerektiğini düşünüyordu.
Gökçe, ilk olarak altın oranın sanattaki işlevini araştırmaya karar verdi. Bir
yapı ya da sanat eserinin altın orana yakınlığı, onun aynı zamanda estetik olarak
güzelliğinin bir ölçüsü olarak kabul gördüğünü öğrendi. Demek ki bu yüzden
sanat eserlerinde ve mimaride altın oran bu kadar sık kullanılan bir öge olmuştu.
Gökçe, bu günden sonra araştırdıklarını günlük olarak not etmeye başladı.
Araştırdıkça sevdiği başka ressamların da altın orandan yararlandığını fark etti.
Araştırmaya devam ettikçe Leonardo da Vinci’nin arkadaşı, Luca Pacioali’ye,
altın oran hakkında yardım ettiğini gördü. Hatta Luca Pacioali bu konu hakkında
‘’ İlahi Oran’’ adında bir kitap yazmış, Leonardo da bu kitabın çizimlerini
üstlenmişti. Altın orana, Fibonacci sayıları da deniyordu. Ressamların,
heykeltıraşların; yüzyıllar önce bunu eserlerinde kullanma fikrine sahip olmaları
ve eserlerinde altın oranı kullanmaları onu derinden etkiledi. Aslında altın oran,
matematikçiler tarafından keşfedildi ama sanat eserlerinde Rönesans sanatçıları
tarafından kullanıldı. Gökçe, matematik ile sanatı birleştiren Rönesans
sanatçılarına bir kez daha saygı duydu.
Araştırmaya devam ettikçe Fibonacci dizisinin doğa ile bağlantılı olup
olmadığını merak etti.
Gökçe; bunun sonucunda, Fibonacci sayılarının doğa ile fazlasıyla bağlantılı
olduğunu öğrendi. Doğada altın oranı bulmanın o kadar da zor olmadığını fark
etti. Altın oran; salyangozlar, sukulenletler, kelebekler ve doğada bulunan
sayısız canlı ve cansızın yapısında bulunuyordu. Hatta dört yapraklı yoncanın
zor bulunabilir olmasının nedeni, mutasyona uğramış olmasıydı. Bu olay sadece
yonca bitkisi ile alakalı değildi. Fibonacci dizisinde dört sayısı bulunmuyordu.
Hiçbir bitki mutasyon olmadığı sürece dört yapraklı olamazdı.Bir ağaçta kaç dal olacağı, dalların nereden çıkacağı, bir dal üzerinde kaç
yaprak olacağı ve bu yaprakların hangi düzenlemeyle yerleşeceği önceden
Fibonacci serisine göre bellidir. Ayrıca her bitkinin kendine özgü dallanma ve
yaprak diziliş kuralları vardır.
Fibonacci serisi (dizisi) şöyledir: 1, 1, 2 (1+1), 3 (1+2), 5 (2+3), 8 (3+5), 13
(5+8), 21 (8+13), 34 (13+21), 55 (21+34), 89 (34+55), 144 (55+89), 233
(89+144), 377 (144+233)...
Kendinden bir önceki gelen sayı ile kendisinin toplamı, kendinden bir sonra
gelecek olan sayıyı belirliyordu.
Altın oran, matematikte iki miktardan büyük olanın küçüğe oranı, miktarların
toplamının miktarların büyük olanına oranı ile aynı olmasıdır.
Dairesel ve sarmal yapı olmak üzere farklı dizilişler vardır. Bitkilerde
yaprakların gövde etrafına dizilişlerindeki düzen belirli sayılarla belirlenmiştir
ve bu orana ‘’ yaprak diverjansı’’ denilir. Bu oranlar çayır bitkilerinde (otlarda)
½, bataklık bitkilerinde 1/3, meyve ağaçlarında (elma) 2/5, muz türlerinde 3/8,
soğangillerde 5/13’tür.
Bir bitkide yaprak aralarındaki açı da bitkinin yaprak diverjansı oranına göre
hesaplanır.
Gökçe’ye bu bilgiler çok sayısal geldi. ‘Araştırmamın başarılı olması için altın
oranı iyi anlamalıyım’ diye düşündü. Daha fazla kavrayabileceğini ve daha fazla
deneysel olacağını düşündüğünden altın oran hakkında doğada bir gezintiye
çıkıp araştırmasına böyle devam etmeye karar verdi. Bu doğa gezisinde oldukça
eğlendi. Altın orana uygun şeyler buluyor, not ediyor ve topluyordu. Eğer
toplayamayacağı bir şey ise de fotoğraflarını çekiyordu. Kelebeklerin
fotoğraflarını çekmek onu bir hayli zorlamış ve eğlendirmişti.
Altın oranın doğadaki yeri onu oldukça etkiledi. Hem kendi adına çok güzel bir
deneyim olmuştu hem de altın oran hakkında elinde anı olarak kalacak, düzenli
bir not defteri vardı.
Yonca ÇKL 10/C 19
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder